Tainan’in bati bolgesini olusturan kismi gezip gorulecek bir suru yerle dolu. Daha once de bahsettigim Sehir Tanrisi Tapinagi, Konfucyus Tapinagi, bir sonraki yazida bahsetmeyi planladigim Koxinga Tapinagi ve 5 Cariyeler Tapinagi da sehrin bu kisminda bulunuyor mesela. Anping dedigimiz kisim da bu bati bolgesinin de bati kismi oluyor. Hollanda Dogu Hindistan Sirketi merkezini buraya tasidigi zaman, Zeelandia Kalesi’ni buraya insa edip, bugun Anping diye anilan bolgeye yerlesmis 17. yuzyilda. Tainan’in herhalde en gezilesi yeri desem yanlis olmaz. Hatta buradaki dostumuz Torsion bizi ilk defa gezmeye cikardiginda da buraya getirmisti.
Bu arada Cin tarihi Cin-Hollanda, Cin-Portekiz, Cin-Ingiltere savaslariyla dolu. Bunlarin da hepsinin ilginc hikayeleri var. Tabi arada Hollanda-Portekiz savasi falan da var, hep Cin’le degil kendi aralarinda da savasmislar. Savaslarin cikis sebepleri de dogal olarak bu ulkelerin ticari cikarlari. Mesela Hollanda-Cin savasinin cikis sebebi, Hollandalilarin Cinlileri limanlarini Hollandali tuccarlara acmak icin baski yapmalari ve Portekizlileri (yani rakiplerini) Macau’dan cikarmalarini istemeleriymis. Cinliler kabul etmeyince de savas yapiyorlar ve Cin ustun geliyor. Sonunda Hollanda Cin tarafindan merkezini Tayvan yakinindaki kucuk bir ada takimi olan Penghu’dan alip yukarida bahsettigim Anping’e tasimaya zorlaniyor (Bunun mantigini anlayamadim yalniz). Neyse, konudan sapmayalim. Gezi sirasina gore gordugumuz mekanlari tanitayim direk.
Tainan Buyuk Matsu Tapinagi
Ilk durak olarak buradan basladik. Tanrica Matsu denizcileri ve balikcilari koruyan deniz tanricasi. Tayvan da ada oldugu icin haliyle oldukca onemli bir tanrica Tayvan’da. Burasi da Matsu’ya adanmis bir tapinak. Ayrica bir cok tapinakta oldugu gibi tapinagin ana tanrisi/tanricasi disinda yan hollerde daha kucuk tanrilar da oluyor. Buranin bir yan odasinda da egitimden sorumlu simdi adini hatirlayamadigim bir tanriya adanmis bir kisim daha var. Derslerini gecmek isteyen ogrenciler buraya gelip, uzerinde ogrenci numaralari, adlari soyadlari ve resimleri olan, yani kendilerini tam olarak tanitici birer belge, ogrenci belgesi fotokopilerini falan birakip derslerinde basarili olmak icin dua ediyorlar.
Guncel olaylari da takip eden bir blog yazari olarak, Diyanet Isleri Baskanligi tartismalari surerken ilgic bir not duseyim suraya. Ogrendigim kadariyla Tayvan’da tapinaklari halk finanse ediyor. Ya da halk demek yerine cemaat finanse ediyor demek daha dogru sanirim. Yani kisacasi devletten herhangi bir odenek almiyorlar. Hatta bu bahsettigim Matsu tapinaginin onunde buyuk kolonlar var, su sekilde:

Bu kolonlarin ayaklarindaki sari kisimlarda da insaat sirasinda belli bir miktarin uzerinde bagis yapan kisilerin isimleri yazilmis mesela. Neyse, tapinagin adandigi tanrica Matsu’ya donecek olursak. Dogdugunda aglamadigi icin kendisine “Sessiz Kiz” adi verilmis. Kendisinin Turkce wiki sayfasi Ingilizce versiyonu kadar iyi gorunuyor, buradan kendisi hakkinda daha fazla okuyabilirsiniz. Tapinagin disaridan gorunusu de su sekilde:

Bana anlatilana gore tapinaklarin catilari Tayvan’da genelde boyle “suslu” oluyormus, anakaradaki yani Cin’deki tapinaklarin catilari biraz daha sade oluyormus. Ayrica Cin mitolojisinde ejderhalar iyi varliklarmis (aralarinda kotuleri de var birkac tane diye de uyarildim yalniz. Aklinizda bulunsun, sonra kotu bir ejderhayla karsilasip bana sikayete gelmeyin).
Bu tapinak ilk once bir saray olarak insa edilmis. Bizim sehrin kurtaricisi, daha once de baska yazilarda adi gecen (umarim gecmistir yani) Cheng Kung vefat edince yerine gecen oglu Zheng Jing tarafindan insa ettirilmis. Zheng Jing sarayi kendisi icin degil de anakaradan davet ettigi Ming hanedani prenslerinden Zhu Shugui’nin kullanmasi icin yaptirmis. Neyse, simdi bu hanedanlara, savaslara falan da girmeyelim cunku bir yerden sonra ipin ucu kaciyor. Su kadarini soyleyip birakayim: Qing hanedani Tayvan’i ele gecirdiginde prens Zhu Shugui intihar etmis. Prensin olumu uzerine, umit ediyorum ki bir sonraki yazida bahsedecegim bes cariyesi de bu binanin ana salonundaki ahsap kirislerden birine kendilerini asarak intihar etmisler. Daha sonra yanlis hatirlamiyorsam Tayvan’i ele geciren Qing komutani burayi sarayi olarak kullaniyor. Daha sonra da Matsu’ya adanan bir tapinaga donusturuluyor.
Tapinak Tayvan’da Matsu’ya adanan ilk tapinak olmasi acisindan onemliymis. 18. yuzyilda su anki gorunumunu almis, arada tabi buyuk restorasyonlar gecirmis ve ozellikle Tayvan’in Japon yonetiminde oldugu senelerde bakimsizliktan neredeyse yikilacak duruma gelmis. Bu sirada da acik artirmayla yabanci yatirimcilara satilmak uzereyken son anda kurtarilmis. 1985 yilindan beri birinci sinif tarihi eser konumunda.
Anping Agac Evi
Tayvan’daki dort limanin yabanci tuccarlara acilmasindan sonra, yabanci tuccarlar bu limanlardan biri olan Anping’te ofisler acmaya baslamislar. Bu ofislerden gunumuze iki tanesi kalabilmis. Bunlardan bir tanesi 1867’de faaliyete gecen Tait & Company sirketinin binasi. Bu yabanci sirketler onceleri ticaretten buyuk paralar kazansalar da, Japon yonetimi sirasinda once gelirleri onemli derecede azalmis ve daha sonra yabanci sirketlerin faaliyetlerine tamamen son verilmis.
Yabanci sirketler adadan ayrildiktan sonra bu bina Tainan tuz sirketi tarafindan kullanilmis. Daha sonralari tuzun onemini yitirmesinden sonra da bina, 1979 yilinda muze haline getirilmis. Ancak bu siralarda, arada gecen zamanda binanin onemini yitirmesiyle birlikte bakimsizlik soz konusu olmus. Binanin arkasinda bulunan ve depo olarak kullanilan bina da bu bakimsizliktan oturu banyan agaclari tarafindan resmen ele gecirilmis: Catisi tamamen gocmus, duvarlari sarip sarmalanmis.
Yani burada bir sarmasigin bir binanin bir duvarini falan sarmasindan bahsetmiyorum. Ortada oldukca buyuk bir depo var, yuru yuru bitmiyor. Tavanlari da oldukca yuksek. Ancak bu koca binayi resmen sarip sarmalamislar, pencerelerden dalmislar catilari yarip cikmislar falan. Bina oyle bir hal almis ki hangi agac nerede baslayip nerede bitiyor anlamak mumkun degil. Iceri girince zaten ortam oldukca urpertici gorunuyor. Bir de binanin bu hali turistlerin ziyaretine uygun olmasi icin biraz agactan arindirilmis hali. Onceden nasildi kim bilir. Icinde guzel yuruyus yollari ve merdivenler var, rahatca gezilebiliyor yani. Asagidaki fotograflardan biri binanin uzaktan nasil gorundugunu gosteriyor. Ortada bina var mi yok mu belli olmuyor neredeyse.
Anping’in Ilk Sokagi
Buradan sonra da Anping’in en eski sokagina daldik. Burasi, yani bu sokak Hollandalilarin yaklasik 300 yil once burada ilk insa ettikleri sokak. Bu sokakta bugun bir suru dukkan var, yeme-icmeci, hediyelikciler, ve deli deli seyler satan dukkanlarla dolu dar bir sokak. Kimil kimil insan kayniyor. Bolgede, yani bu sokak etrafinda o zamanlardan kalan pek bina olmasa da sokak yapilari bazi yerlerde ayni duruyor – daracik, kivrila kivrila giden sokaklar. Bazen ansizin bir cikmaz sokakta sonlaniyor, bazen bir binanin bahcesinden devam edip geciyor falan. Selo’nun resmini cekmisim bu arada bu en eski sokakta:

Dedigim gibi, bu civarlarda bir suru dukkan var. Ayrica bol bol istiridye ve istiridye yemekleri de bulmak mumkun. Iste yurdumun sokak kenarinda istridye temizleyen cefakar kadinlari:

Bahsettigim dar sokaklardan birisi ve Selo’nun “Cekmesene kardesiiiim!” bakisi:

Anping’te “Kilicli Aslanlar” oldukca meshur. Bunun hikayesi de soyle. Eskiden savascilar evlerine geldiklerinde uzerinde aslan figuru olan kalkanlarini duvarlarina, kiliclarini da kalkanlarinin uzerine asarlarmis. Boylece de ortaya agzinda kilic tutan bir aslan goruntusu ortaya cikiyormus. Aslan zaten bu topraklarda koruyucu bir figur (Bu arada Tayvan’da normalde aslan olmamasi da ilginc bir ayrinti). Her tapinakta bir disi bir erkek en az iki aslan figuru oluyor. Insanlar da zamanla bu kilicli-aslan figurunun evlerini koruyacagina inanarak bu figuru evlerinde kullanmaya baslamislar. Sunun gibi:

Bu figulere bu dar sokaklardaki binalarda rastlamak mumkun. Turkiye’ye donmeden buraya son bir kez daha gidip daha fazla fotograf cekmeyi, son bir kez daha buralarda gezinmeyi planliyorum. Buradan da Chihkan Kulesi’ne gittik, ama once Anping civarlarindan uc fotograf daha koyayim:
Chihkan Kulesi
Tayvan’daki varliklarini guclendirmek isteyen Hollandalilar, 1653 yilinda Anping’in birkac kilometre dogusuna Provintia Kalesi’ni insa etmisler. Kale daha sonra Cheng Kung (ya da Koxinga) tarafindan teslim alinmis, 19. yuzyilda da bir deprem sonucu yikilmis. Daha sonra da Chihkan Kulesi adiyla yeniden insa edilmis.

Birkac blok ve holden olusuyor. Bu hollerden biri de yanlis hatirlamiyorsam edebiyat tanrisina adanmisti. Binanin bahcesinde Cheng Kung’un kaleyi teslim alisini temsil eden bir heykel de var:

Bu asagidaki agirliklar da zamaninda tuccarlarin mallarini tartmak icin kullaniliyormus:

Bu seferlik de bu kadar. Baska bir yazida gorusmek uzere hoscakalin!