Bugun gelir vergisi islemleri icin Tainan’daki yerel vergi dairesine gittim. Burada vergi konusunda soyle bir uygulama var. Eger yabanciysaniz, bir takvim yili icinde (1 Ocak – 31 Aralik arasi) Tayvan’da alti aydan az kaliyorsaniz odeyeceginiz gelir vergisi en yuksek miktardan hesaplaniyor. Belki Turkiye’de de benzer bir uygulama vardir, yabanci sporculara falan sormak lazim. Biz buraya 30 Haziran 2014’te geldik. Dolayisiyla bir gun bile Tayvan’dan cikmamamiz gerekiyordu daha az vergi odemek icin. Sonra ogrendik ki bu adamlar benden vergiyi en yuksek oranda keseceklermis ve eger 2014 sonunda ulkede alti aydan fazla kalmis olursam 2015’te bir vergi iadesi basvurusu yapip odedigim fazla vergiyi geri alacakmisim. “Ne yapalim saglik olsun” dedik, hem boylece zorunlu olarak para da biriktirmis olacaktik.
Bugunku bu is icin ucuncu gidisimdi. Ilk gidisimde bu isi halledememem onlarin kabahati: “Esinizin oturma izninde evli oldugu yaziyor, ama sizle evli oldugu yazmiyor. O yuzden evlilik belgesi getirmeniz lazim.” dediler ilk gittigimde. Neyse ki evde hazirda bir evlilik belgemiz vardi. Ancak dun ikinci gidisimde de banka cuzanimi yanima almadigimi farkettim. Bolume gidip banka cuzdanini alip tekrar vergi dairesine gitmek benim huyum degildi, demek ki o gun hallolmayacakti bu is. Israr etmeye gerek yoktu.
Neyse bu sabah artik her seyi yanima aldigimdan emin olup tekrar gittim vergi dairesine. Sadece yabancilarla ilgilenen bir gorevli abla var. Artik son bir haftada beni ucuncu gorusu oldugu icin midir bilemem, hatirladi beni ya da hatirlar gibi yapti. Benden daha once gelmis olan Japon bir abi vardi. Goz ucuyla ona baktim biraz ne yapiyor diye. Pek ne yaptiginin farkinda degildi, elindeki belgeleri evirip ceviriyor ve verilen formu dolduruyor gibi yapiyordu. “Oh be yalniz degilmisim” dedim kendi kendime ve rahatladim. Cunku ben de daha onceki gelisimde aldigim formda sadece kimlik bilgileri kismini doldurmustum. Bu is icin onemli butun bolumler bombos duruyordu.
Sonra gorevli benimle ilgilenmeye basladi ve direk hangi bosluga ne yazmam gerektigini Bilal’e anlatir gibi anlatti. Tabi oncesinde telefonda uzun bir sure konustu, kikirdedi falan. “Memur her yerde memur arkadas!” dedim yanimdaki Japon abiye, ama icimden. Neyse, hakkini vermek lazim, ben elimde formlar olmasina ve her sey acik acik yazilmis olmasina ragmen vergi jargonuna aliskin olmadigim icin formu dolduramamistim. Kadin olmasa da dolduramayacaktim. Ben ne anlarim deductiondan, exemptiondan. Ben en fazla vergi iade zarfi doldurmayi biliyorum.
Her sey bes dakika icinde bitmisti ve belgelerimi geri almak icin beklemeye baslamistim. Bu arada sonradan gelen yabanci bir ablayla da muhabbet ettik. Daha onceki yazilarin birinde bahsetmistim. Tayvan’da iki yabanci birbirini gorunce eger durup konusacak bir ortam varsa mutlaka konusuyor. Yani ben hic konusma baslatmadim ama tren istasyonunda vs beklerken gelip konusanlar oldu hep. Vergi dairesindeki abla da bana ne zamandir Tayvan’da kaldigimi sorarak muhabbeti baslatti. Ben hikayemi anlattim, on aydir burada oldugumu soyleyince daha yeni oldugumu soyledi. Kendisi de Yeni Zelanda’dan gelen bir misyonermis. Bu yurtdisinda karsilastigim ikinci misyonerdi, digeri de Portekizce kursundaki, yillarini Angola bozkirlarinda Hristiyanligi yayarak gecirmis birisiydi. Neyse, kendisi 26 yildir Tayvan’da oldugunu soyleyince bana neden “sen yenisin buralarda” ayagi cektigini anladim. Misyoner oldugunu soyledigi anda “Gecen Pazar seni kilisede goremedim” ya da “Isa hakkinda konusmak istermisin” diyecek diye kendimi hazirlayip bekledim. Nedense kafamda misyonerler hakkinda boyle bir onyargi var. Bir-iki dakika konustuktan sonra kadinin sirasi geldi, ben de gitmek uzereydim zaten. Bu islemin bu kadar kolay olacagina inanamadigim icin bir sure daha orada kalmakta israr ettim. Islemin bittiginden iyice emin olduktan sonra da binayi terk ettim.
Boyle ayak islerini hic sevmemek ve son gune birakmak gibi kotu bir huyum var. Bu huydan kurtulmak icin boyle isleri hallettikten sonra ufak tefek odullerle kendimi simartiyorum 🙂 Odul dediysek de buyuk bir sey degil, alt tarafi donuste McDonalds’tan bir Oreo McFlurry aldim. Orada da ilginc bir olayla karsilastim. Saatin erken oldugundan haberim yok tabi, ben gittigimde McDonald’sin da icinde bulundugu (ve Tainan’daki en uzun binalardan biri olmasi sebebiyle “tall building” olarak adlandirdigimiz ve bir referans noktasi olarak aldigimiz) alisveris merkezi henuz acilmamisti. Acilmasina birkac dakika oldugu icin bekledim. Neyse mekan acilinca iceri girdik benim gibi bekleyenlerle birlikte. Ilginc olan olay da, kapidan girer girmez icerideki istisnasiz butun dukkanlarin calisanlari dukkanlarinin kapisinda musteriler onunde egilip hosgeldiniz diyordu. Onemli bir heyet falan ziyaret ediyor ve ben de aralarina karistim herhalde falan diye etrafima bakindim ama pek oyle gorunmuyordu. Yani rutin uygulama bu sekildeymis. Her sabah dukkan calisanlari ilk musterileri boyle kapida onlerinde egilerek karsiliyorlar. Alt tarafi bir dondurma alip ciktigim icin utandim biraz acikcasi 🙂
Hoscakalin! 再见!
(Alinteri degil Google Translate)
