Sun Moon Lake Gezimiz

Bir baska gezi yazisiyla karsinizdayiz. Bu sefer gectigimiz Kasim ayinda Selin’le Sun Moon Lake’e yaptigimiz kacamaktan bahsedecegim. Henuz 2013 Eylul’unde yaptigimiz Sintra gezisinin yazisi taslaklarda dururken, Sun Moon Lake gezisinin ayni akibeti yasamasina gonlum razi gelmedi ve sicagi sicagina (!) bu gezi yazisini yazip bitireyim istedim. Sun Moon Lake, Taiwan’a gelmeden once ve geldikten sonra yaptigimiz gezilecek yerler arastirmalarinda -Kenting ile beraber- cokca karsimiza cikan bir yerdi. Okudugumuz yazilar ve gordugumuz fotograflar umit vaadediyordu. Aslinda oncelikli hedefimiz Kenting olmasina ragmen, neredeyse onumuzdeki 6 ay boyunca her yer dolu oldugu icin (nasil oluyorsa) onceligi Sun Moon Lake’e verdik.

Sunu belirtmek lazim ki, Tayvan’da gezmek bizim icin biraz sikintili bir is, cunku ne Selin ne de ben Cince konusabiliyoruz, ve buradakiler de ne yazik ki cok fazla Ingilizce bilmiyor. Kenting ve Sun Moon Lake gibi turistik kesimlerde dogal olarak Ingilizce bilen insanlar var, ancak yabanci turistler tarafindan daha az seyahat edilen kesimlere gittikce iletisim zorlasiyor. Bunlar goz onune alindiginda, macera istemiyorsaniz burada gezilecek yerler bir hayli azaliyor. Maceraci kisilikler icin ise ulkenin orta ve dogu kesimlerinde ve etraftaki adalarda degisik secenekler mevcut. Sun Moon Lake hakkinda edindigimiz bilgiler Cinli turistlerin yogun olarak ziyaret ettigi ve yeni evli ciftlerin balayini gecirmek icin en cok tercih ettikleri yerlerin arasinda olduguydu. Eh biz de ikinci bir balayi olur diye dusunduk. Tatilden beklentimiz cok yuksek degildi: yasadigimiz cevreden ve rutinden biraz uzaklasmak, kafa dinlemek, biraz yuruyus yapmak ve etrafimizdaki dogal guzelliklere bakip uzun ve derin dusuncelere dalmakti. Booking.com’da yapilan titiz arastirmalar sonucu kesemize uygun kalacak bir yer de bulduktan sonra gezimizi planlayivermistik bile. Sun Moon Lake’in Tayvan’daki konumunu ve etrafindakileri gormek icin asagidaki haritayi kurcalayabilirsiniz:

Cuma sabahi erkenden cantalarimizi alip bisikletlere atladik ve Tainan tren istasyonunun yolunu tuttuk. Oncelikle Tainan’dan trenle Taichung‘a, oradan da otobusle Sun Moon Lake’e gectik. Taichung bu arada Tayvan’in nufus bakimindan ucuncu buyuk sehri. Gezme firsatimiz olmadi, sadece tren istasyonundan otobuse binecegimiz yere kadar 15-20 dakika kadar yuruduk. Ancak tren istasyonunun resmini cekmisim:

_DSC5013
Taichung Tren Istasyonu

Otobus yolculugu da tren yolculugu da cok rahatti. Iki yolculuk boyunca da Tayvan’in tasra kesimlerinin icinden gectik, pirinc tarlalarini gorduk. Tren yolculugu genel olarak adanin bati kiyisi boyunca ilerlerken, otobusun guzergahi adanin daha iclerine dogruydu ve daglardan tepelerden gectik. Otobusun guzergahi uzerindeki duraklarindan birisi de bir tepede ormanin icinde konumlanmis National Chi Nan University kampusuydu. Simdi bir daha gorsem ayni gelir mi bilmem ama, o an icimden “iste hayallerimdeki kampus” diye gecirdim. Ancak matematik bolumu olmadigini ogrenince hayallerim suya dustu.

Cok da yorucu olmayan ve hatta eglenceli sayilabilecek bir yolculuktan sonra gole vardik. Otobus bizi golun kuzey kiyisinda birakti. Oysa bizim otelimiz guneydeydi. Gorunene gore kuzey kiyisi golun daha kalabalik olan kismiydi ve restoranlar ve buyuk oteller (ve Starbucks) golun bu kisminda toplanmisti. Yani biz daha sakin olan guney kesimde kaldik ki bu da icinde gizli bir emekli amca barindiran bendenize gore oldukca guzel bir olaydi. Karsiya nasil gececez ki diye dusunurken bir teyze imdadimiza yetisti ve bizi golde tur duzenleyen teknelere yonlendirdi. Biz de bir tanesine atlayip karsi kiyiya gectik, boylece zaten yapilacaklar listemizde olan tekne turunu da aradan cikarmis olduk. Buradaki tekne turunda da elinde mikrofon olan bir arkadas durmadan konusup arada espriler sakalar falan yapti baya, bir ara zenne cikacak diye cok korktum.

_CSC5334 (2)
Iskele

Tekneden indikten sonra biraz etrafa bakinip direk otele attik kendimizi. Biraz dinlenip disari ciktik ve etrafi kesfetmeye calistik, turist merkezine ugrayip bir kac brosur ve gezi listemizde bulunan Aborjin koyu hakkinda da bilgi aldik. Golun bizim kaldigimiz kiyisi oldukca kucuktu, toplamda yarim saatte falan butun sokaklari gezmistik. Etrafta hediyelik esya dukkanlari ve yiyecek satan dukkanlar vardi. Aksam yemegine kadar acligimizi bastiracak bir seyler ararken bir de ne gorelim:

_DSC5018

Sokagin iki yanina siralanmis dukkanlarin arasinda bir tane de pisici vardi. Hemen Selin’le birer tane goturduk. Cuma aksamini etrafta gezinerek ve aksam yemegi icin arastirma yaparak (ve yemek yiyerek) gecirdik. Ayrica adimbasi ikram edilen meyve aromali alkollu icecekleri de tattik. Ne oldugunu anlamadik ama iki sise satin aldik, sonrasinda ogrendik ki dari sarabiymis. Bizdeki Sirince saraplari gibi. Cumartesi gununu bir teleferikle ulasilan aborjin koyune ayirmistik. Onceden okudugum yorumlarda bir cok kisi buyuklugu acisindan buraya butun bir gunu ayirmak gerektigini soyluyorlardi. Biz de sabah erkenden  yola ciktik. Gol kiyisindan devam eden zevkli bir yuruyus parkurunun ardindan teleferik istasyonuna vardik. Yuruyus parkuru da boyle gorunuyor bu arada:

_DSC5057

Teleferik istasyonunda vakit kaybetmeden biletlerimizi aldik. Ilk bakista biletlerin fiyatlari sirf teleferik yolculugu ve koye giris icin biraz pahali gelmisti, ancak durum biraz degisikmis, birazdan aciklayacagim. Teleferige binis sirasinda gorevliler gelenlere bir guzellik yapiyor ve her vagona sadece bir grubu yerlestiriyodru ve bir vagonu sadece Selin ve bana tahsis ettiler. Bu arada bir Izmirli olarak biraz da utancla itiraf ediyorum ki ilk teleferik yolculugumu Izmir’de degil de Tayan’da yaptim.

_DSC5118
Teleferikten gole bakis

Yolculuk gole mi yoksa etraftaki muazzam ormana mi bakacagimizi sasirmakla gecti ve koye vardik. Simdi, koy bir vadi boyunca uzaniyor ve isterseniz tur otobusuyle isterseniz de yaya olarak bir noktadan digerine ulasiyorsunuz. Bahsettigim vadi asagidaki gibi gorunuyor, ancak agaclardan dolayi yapilar pek gorunmuyor:

_DSC5226

Sportmen gencler oldugumuz ve yuruyus yollarinin asagidaki gibi keyifli olmasindan dolayi otobusi hic dusunmeden yuruyerek gezmeye karar verdik.

_DSC5160

Vaktimizin geri kalan kismini da gercekten buyuk olan koyu gezerek gecirdik. Koyde Tayvan adasindaki butun yerli halklara ait eserlerin, giysilerin falan sergilendigi, onlarin gunluk yasamlari, kulturleri, kullandiklari aletler gibi konular hakkinda bilgiler iceren sergiler vardi. Ayrica kazilarda elde edilen eserlerin sergilendigi muzeler de vardi. Farkli halklarin adanin neresinde yasadiklarina gore ev yapiminda kullandiklari malzemeler, mimari tarzlari falan da degisiklik gosteriyormus.

Bilet fiyatlariyla ilgili kismi unutmadan burada aciklayayim. Meger teleferik istasyonundan alinan biletlerle gidis-donus teleferik yolculugu ve koye girise ek olarak koydeki butun aktivitelere de katilmaya hak kazaniyormusuz. “Koyde ne aktivite olacak ya” diye dusunurken bir lunaparkla karsilacagimizi bilmiyordum. Atli karincadan kalp hastalari icin tavsiye edilmeyecek kadar heyecanli aletlere, bir cok yas ve cesaret grubuna hitap eden cok degisik aletler vardi. Ancak biz lunapark isini fazla abartmadik. Selin’le beraber atli karincaya bindik ve bizdeki korku tuneline benzer bir yolculuk yaptik, ayrica ben Caribbean Splash adli su etkinlige katildim:

_DSC5156

Koyde Tayvan yerlilerinin yaptiklari binalarin aslina uygun kopyalari vardi, iclerine girip gezilebiliyordu falan. Tayvan’daki her bir yerli halk icin temsili birer koy yapilmisti. Bu koylerde sozunu ettigim binalara ek olarak giysilerinin ve diger kullandiklari alet edevatlarin da sergileri vardi. Onun disinda bir de aktivite merkezi vardi. Biz varis saatimiz itibariyle geleneksel aborjin dugununu yarim saatle falan kacirmistik, ancak yine de bir gosteri izleyebildik. Bize denk gelen gosteri koyde gencler arasinda eglence amacli oynanan oyunlardan birisiydi yanlis hatirlamiyorsam:

_DSC5204

Uzun ve yorucu bir gunun ardindan koyden ayrilip donus yoluna koyulduk. Teleferik istasyonunun kafesinde Selin’in dogum gunununu pasta ve kahve esliginde kutlayip aksam yemegi ve otele donusle gunu sonlandirdik. Yalniz simdi aklima geldi, turistik bir yer olmasina ragmen aksam yemekleri fiyatlari sehirdeki fiyatlardan hic de farkli degildi. Hatta bizim burada yemege harcadigimiz paradan belki daha da ucuzdu yemekler.

Son gunumuzde de kahvaltidan sonra otelden ayrilip golun etrafindaki diger kesimleri gezmek uzere yola koyulduk. Gol etrafinda surekli calisan bir otobus var. Bu otobus ziyaret edilen belli basli noktalara ugruyor. Biz de atlayip daha onceden gozumuze kestirdigimiz Wen Wu tapinagina gittik oncelikle. Bu tapinak, golun sulari elektrik uretimi icin yukseldiginde iki tapinak yikilmak zorunda kaldigi icin insa edilmis. Wen Wu adini sadece buradaki tapinaga ozgu bir isim oldugunu saniyordum ilk basta. Ancak Wen Wu adi belli tipteki tapinaklara verilen genel bir isim. Ayni cati altinda hem sivil hem de askeri tanrilara adanan/tapilan tapinaklara Cin’de Wen Wu tapinagi adi veriliyor. Savasci tanri Guan Yu (ya da Guan Gong) iken sivil tanrilar Confucius veya Wenchang oluyor. Bu arada benim bu bilgileri ilk agizdanmis gibi aktardigimia bakmayin, ben de topladigimiz kitapciklardan ya da en azindan wikipedia’dan aktariyorum bu bilgileri. Sun Moon Lake’teki Wen Wu tapinaginda ise Guan Gong ve Confucius’a ayrilmis birer hol var.

_DSC5248
Tapinaktaki koruyucu aslanlardan bir tanesi

Tapinakta da bekledigimizden fazla sure harcadik. Diger otobusu bekleyip golun uzak tarafinda birkac yer daha gorelim diye planliyorduk ancak vakit gec oluyordu ve Tainan’a donmemiz gerekiyordu. O yuzden otobuse atlayip geldigimiz yere, golun kuzey kiyisina geri donduk ve gol manzarali sirin bir Italyan restoraninda guzel bir ogle yemegi yedikten sonra da otobuse atlayip geri donus yoluna koyulduk. Taichung tren istasyonuna vardigimizda iste hos olmayan bir surprizle karsilastik: butun trenler doluydu ve ayakta gitmek zorundaydik! Kendimizi kisitlamamak ve olur da belki kaciririz diye donus biletlerini onceden almamistik. Donus yolunda 3 gunun yorgunlugu uzerine bir de trende ayakta gelmek zorunda kaldik. Oldukca yorucu uc gun gecirdik ama gorduklerimize degdi dogrusu. Bir iki gunumuz daha olsaydi golun etrafindaki parkurda bisiklete binmeyi ya da dag tepe yuruyus yapmayi istiyordum ama olmadi. Kesin geziyle ilgili bahsetmeyi unuttugum kisimlar vardir, bu da sicagi sicagina yazmamamin bir sonucu ne yazik ki. Yaziya eslik etmesi icin bir cok resim koydum. Daha fazla fotograf gormek icin Flickr’daki albume goz atabilirsiniz.

Simdi onumuzde gunubirlik olarak planladigimiz Kaohsiung gezisi ve hem ziyaret hem ticaret (yani workshop) amacli bir Taitung gezimiz var, heyecanla bekliyoruz.

Sun Moon Lake Gezimiz” için bir yorum

Yorum bırakın