Buddha’nın Kafası (Meyve olan)

Baslik biraz garip, farkindayim. Hemen acikliyorum. Bugun burada beraber calistigim hocayla haftalik gorusmemizi yaptik yine. Ilk olarak matematikten bahsettikten sonra yine laf her zamanki gibi “ee matematik disinda her sey nasildi gorusmeyeli” kismina geldi. Haftalik gorusmelerin bu kismini da matematik konustugumuz kismi kadar seviyorum. Ozellikle buradaki degisik aliskanliklar, kultur ve gelenekler, gezilecek yerler, tadilacak yemekler ve benzer konularda bir cok sey ogreniyorum. Bugun uc bes sohbetten sonra da hoca arkasindaki masaya uzanip icinde iki tane cisim bulunan bir torbayi aldi. Daha once de cay vb gibi seyler hediye etmisti bana, bu sefer torbadan bir meyve cikti. Normalde yedigim her farkli yiyecegi gelip de burada yazmak gibi bir adetim yok ama bu meyvenin adi cok hosuma gitti.

* * * * *

Meyvenin Ingilizce adi “sugar apple”, wikipedia sayfasi burada. Turkce vikipedi sayfasi yok ne yazik ki. Ancak Cince adi tam olarak “Buddha’nın Kafasi” anlamina geliyormus. Sebebi de meyveye tepeden baktiginizda Buda’nin kafasini andirmasi. Meyve su sekilde:

_DSC5562

Google’da gorseller arasinda yapilacak bir aramada da Buddha’nin kafasini gorebilirsiniz. Mesela su sekilde:

Buddha’nin kafasinin neden bu sekilde oldugunun sebebi de -bizim hocaya dayanarak- şöyle; Buddha meditasyon yaparken o kadar uzun sureler boyunca hareketsiz kaliyormus ki artik bir sure sonra kafasina çok afedersiniz kuslar pisliyormus. Boyle de ilginc bir hikayesi var bu meyvenin adinin ve Buddha’nin kafasinin seklinin. Artik inanip inanmamak size kalmis.

* * * * *

Henuz tadina bakamadik cunku su anda olgunlasmamis durumda. Bu yuzden tadi hakkinda yorum yapamiyorum. Ancak oldukca sekerli oldugunu ogrendim. Yumusayana kadar bekleyecegiz. O asamadan sonra da hic bir alet kullanmadan direk el yordamiyla parcalayip yiyecekmisiz. Ben boyle “yumusayincaya kadar” gibi muallak tarifleri sevmiyorum. Ne kadar yumusayacak? Kulak memesi kadar mi? Hoca bana meyveden bahsederken ben de bir yandan icimden “ya iyi de kac gun bekleyecegiz” diye sorup durarak kendi kendimi yiyordum. Bir firsatini bulup “peki asagi yukari kac gun bekleyecegiz” diye sorunca hoca bu sefer de “iste rengi sariya donmeye baslayincaya kadar, sen anlarsin zaten” dedi. Ben de uzatmadim, bekleyip gorecegiz. Tadina bakinca gozlemlerimi tekrar aktaracagim.

Namaste

18/02/2015 Guncellemesi: Bu yaziyi yazdiktan sanirim uc gun sonra meyvelerden bir tanesi baya yumusayinca artik yemeye karar verdik. Icini acinca soyle bir sey ciktiJpeg

Oldukca tatli, kivamini da simdi adlandiramiyorum ama yumusak, pure gibiydi sanki. Dis gibi gorunen parcalar kolayca ayriliyor birbirinden ve iclerinde cekirdekler var. Takip eden gun de ikinci ayni yumusakliga geldi ve onu da yedik 🙂

Yorum bırakın