*28 Aralik 2009’da canhatipoglu.blogspot.com’da yayinlandi
Avatar’ı izledim nihayet. Zamanında TRT’de Alin Taşçıyan’ın yanında çıkan hiçbir filmi beğenmeyen amca gibi olmak istemem ancak bende 3 boyut teknolojisi ve sinemadan eve getirdiğim gözlük dışında pek bir iz bırakmadı açıkçası. Belki bunun baş sorumlusu bana gaz verip beklentilerimi yükselten İzzet’ti ama olmadı işte. Tamam görsel olarak eyvallah güzel iş çıkarmışlar. Zaten Modern Warfare II‘yi yapan insanoğlu böyle filmler yapmakta geç bile kaldı bence. Gerçi burda şunu da belirtmem gerekir, bu 3d teknolojisi benim açımdan filme çok bir şey katmadı. Yani demek istediğim ben bu filmi 3d izlemesem de aynı tadı alacaktım. Neyse teknolojisine lafım yok yine de, ama konu olarak filmden gerçekten bir şey almadım. Konu da hep aynı be kardeşim. Ne bileyim galiba artık yaşlanıyorum. Misal dün gece izledğim Che Part One filmi bana Avatar’dan daha çok keyif verdi. Gerçi o film de Che ve Küba devrimi hakkında çok bilgisi olmayan izleyicilerin kafasını karıştırabilir. Neyse diyeceğim ben artık olaya daha çok önem veriyorum galiba. Tamam diğer ırkın tipleri, insanlardan uzun olmaları, kuşlar yaratıklar böcekler falan iyi düşünülmüş. Gerçi ben sevişme sahnesinde kuyrukları birleştirecekler diye çok bekledim, orası olmamış, neyse. Yani ne bileyim bundan daha iyi birçok bilimkurgu, fantastik vs sayabilirim. Belki bu sene Inglourious Basterds‘ten sonra izlediğim en iyi film (gerçi bir senede izlediğim filmleri düşünürsek baya iyi bir değerlendirme bu film için) ama hala benim için Matrix, The Empire Strikes Back, ya da Terminator kadar güzel bir film değil. Tabi bu duygu ve düşüncelerimde koltukların rahatsız olması ve filmi geç bir vakitte uykulu olarak izlemiş olmam da etkilidir. Ama normal şartlar altında da izlesem fikrim çok değişmezdi. Koltuklar biraz küçük geldi bana. Ya da benim çanak büyümüş biraz bilmiyorum. Ama 1.80’in üstündeki hafif iri her insana “aha Alman bu herhalde” denilen bir ülke için bu koltuk boyutları normal olsa gerek.
Yani öyle çok çok süper bir film değil, imdb’de de 8 verdim, çok bile (evet notum boldur). Çok sevdiğim bir arkadaşımın dediği gibi, “8’i ben veririm, 10’u kendi alır”.
Şimdi tekrar düşündüm de, görsel olarak film gerçekten çok güzel, hakkını yemeyelim. Ama konu zayıf kalmış. Ayrıca bir de gereğinden fazla uzundu.