Geç Kalan Bir Cranberries Yazısı*

23 Temmuz 2010

* 3 Mart 2011’de canhatipoglu.blogspot.com’da yayinlandi.

close your eyes

close your eyes

breathe the air out there…

Bu sozlerle basladi 23 Temmuz 2010 The Cranberries Cesme konseri. Bence geçen yaza damga vuran en büyük olaylardan biri 23 Temmuz 2010 Cranberries Alaçatı konseriydi. Bir digeri de sanirim referandumdu. Sicak yaz aksamlarinda televizyonda az tartisma programi izlemedik. Hatta konsere gitmeden once de evde yine bir tartisma programi seyrediyorduk. Tabi bir de Selin’in elveda meyhaneci performansi vardi. Ayni geceye ne cok olay sigmis yahu.

Konser bence çok başarılıydı. Iceri sakince girdik, konser de zamaninda basladi, donusteki trafik disinda her sey o gece guzeldi. Mekan konser icin inanılmaz elverişliydi: bir yanda deniz, tepede ay, Alaçati rüzgarı, Dolores’in sesi hepsi birleşince ruya gibi bir atmosfer oldu. Hayatimda ilk defa sandaletime dolan kumlar rahatsiz etmedi. Biralar acayip pahalıydı ama olsundu, biz zaten evden konsere hazır olarak çıkmıştık. Dikkatimi çeken en önemli özellik konsere cocuklarini da alip gelen ciftlerdi. Yani Cranberries hayrani 2 nesli bir arada gormekten bahsediyorum. 90’lı yıllarda tanışıp-evlenen Cranberries hayranı çiftleri orda görmek guzel ve degisik bir duyguydu. Darisi basimiza 🙂

Yukarıda da belirttiğim gibi konser Analyse ile başladı, sonra Animal Instinct ile devam etti. Hatırlardığım kadarıyla Linger, Free to Decide, Dreaming My Dreams ve When You’re Gone çaldılar (tabi fazlası da var ama hatırladıklarım bunlar). Dolores’in sahnesi çok iyiydi, dansı, hareketleri çok güzeldi 🙂 Animal Instinct’i anons etmeden önce ettiği muhabbet, arada seyircilere iki laf atmasi cok samimi ve güzeldi.

The Cranberries’le -sanırım- 95 yılında falan, mtv’nin mtv olduğu zamanlarda, Zombie klibini görerek tanışıtım. Hem şarkıya, hem Dolores’e hem de sesine vurulmuştuk. Ancak o zamanlar cdler pahalı, ve internetin adı bile yokken, tvden radyolardan dinleyerek idare etmiştik. Zaten yabancı müzik benim için bir babamın arşivinden, bir de trt ve sky tv’deki (Filiz ablanin sundugu) muzik programlarindan ibaretti o zamanlar. (Babamın arşivinin hiç de yabana atılır cinsten olmadığını söylemek lazım. Beni AC/DC ve Led Zeppelin ile tanıştıran babamdır.) Sonra derken birgün internet geldi, korsan cdciler geldi. Müzik daha bir erişilebilir oldu. 3Kb/s ile mp3 indirmeye, buldugumuz her 800*600’luk resmi duvar kagidi yapmaya basladik. O zamanlar youtube falan da yoktu tabi ve bir mp3, bir video klip, kici kirik bir resim inanılmaz degerliydi. Internete erismem ile gelisen yabanci muzik kulturumun bir parcasi olmaya devam etti Cranberries. Mirc’te Cranberries sarkilarini nick olarak secen insanlar gorulmeye baslandi (ben nicklerimi genelde filmlerden secerdim). Yeni yeni Ingilizce ogrenmeye baslayan bendeniz icin o zamanlar Ingiliz aksani, Amerikan aksani, Iskoc aksani degil de James Hetfield aksani, Dave Mustaine aksani, Dolores aksani falan vardi ve Dolores aksani kesinlikle en anlasilaniydi. Hazirlikta sarki sozleri cikartmaya Cranberries ile baslamistim. Hazirlik demisken, birgun hic unutmam, senlik zamani dj’e elimdeki cranberries cdsini vermistim de, iktisat kampusunde Linger’i dinlemistik guzel guzel. Hatta yine hazirliktayken aldigim, hicbir cebe sigmayan, kocaman, ve sallanip da sarki atlamasin diye otobuste falan dinlerken icinde sulu yemek bulunan sefer tasi gibi dengede tutmaya calistigim discmanime ilk Cranberries cdsi koymustum. Championship Manager’da ben Barcelona abim de Parma ile cilgin atarken bir yandan da Bury the Hatchet albumu calardi falan… Hayatimin son on kusur yilina bu gibi sekillerde dahil olan Dolores ve saz arkadaşlarını, canli canli, her hareketlerini izleyerek ve sevgilime sarilarak dinlemek çok keyifliydi. Umarim herkes sevdigi bir grubu en az benim bu konserden aldigim kadar zevk alarak dinler.

23 Temmuz 2010 gecesi Cesme cok guzeldi, hava cok guzedi, Selin cok guzeldi ve vakit nasil gecti anlamadim. Konserden geriye fiziksel olarak birsuru fotograf, birkac video, Yuzuklerin Efendisi kitabinin arasina koydugum konser biletleri ve Burn’un dagittigi gozlukler kaldi. Ancak anilarda kalanlar cok daha yogun ve guzel. Cranberries’in Analyse adli parcasini zaten cok severdim, simdi bu sarkiyi her dinledigimde aklima gelecek guzel bir Temmuz gecesi ve gozumun onune gelecek birkaç görüntü de var artik.

Yorum bırakın